İş etiği kavramının iş hayatında-etik olarak algılanması bugüne kadar devam etmektedir. Bu popüler kültürün parçasıdır ve iş hayatındaki etik ve hukuki art niyetli kullanım, iş hayatındaki skandallar ve sonrasının basın tarafından ele alınmasında bir ifade olarak kendine yer bulur. Bir skandaldan sonra her seferinde bir köşe yazarı veya politikacı işletme fakültelerini ve onların öğrencilerini etik alanında yetiştirememelerine veya akademisyenlerin iş etiğinde başarısızlıklarına işaret eder. All my Sons, Wall Street, Network ve Silkwood gibi düzinelerce filmlerin popüler olması iş hayatında etiğin yaygın olması yönündeki popüler kültüre örnek teşkil eder6. Sosyo-ekonomik-tarihsel koşullara bağlı olarak farklı ülkelerde iş hayatında-etik kavramının neler içerdiği değişiklik gösterse de her yerde hayatın diğer alanlarında olduğu gibi iş hayatında da etiğin yeri olduğuna dair temel bir hissiyat vardır. Bu temel hissiyat bir hükümetin yaygın yolsuzluğunun ortaya çıkmasında, hükümet liderlerinin şirketlerden büyük çapta rüşvet aldıklarında ve kendi zenginliklerini arttırırken ülke insanlarının zenginliklerini azaltmalarında meydana gelen toplumsal tepkilerde görülür, ki geçmişte de görülmüştür.
Bu çok genel ve bir şekilde sınırları belirsiz olan iş etiği açıkça tanımlanmamıştı. İş etiği ancak akademik bir alan olarak daha sıkı şekilde gelişmesinden sonra tanımlanabilir bir olay olarak yükseldi. Şimdi o anlamdaki tarihine bakıyoruz.
1960 ve 70lerde Birleşik Devletlerde ki çok sayıdaki hareket iş dünyasına saldırılara ve iş dünyasının tepkilerine sebep olmuştur. 1960larda yönetimde sosyal konular ve kurumsal sosyal sorumluluk gibi derslerin işletme fakültelerinde okutulmaya başladı. Fakat bu derslerin çoğu sadece bu amaç için okutulmaya başlanmıştı ve bu akademik hareketin öncüleri dahi derslerin belirgin bir temel veya yaklaşımı içermediğini itiraf ediyorlardı. Bu da iş etiğinin ikinci tanımı oluşturdu. İş etiği kavramı, şu anki kullanımı itibarı ile, bir grup felsefecinin alana girmesi ile oluştu ve 1960larda gelişen “tıbbi etik” kavramı ile şekillendi7. İş etiği hızlıca akademik alan olarak ortaya çıktı.
Bir akademik alan olarak etik ahlakın incelenmesi olarak düşünülebilinir. Her toplumun ahlaki değerleri vardır – doğru ve yanlış olarak gördükleri uygulamalar, ısrarla savunduğu değerler ve uyguladığı kurallar. İnsan davranışını düzenlemesi gereken kuralların belirlenmesinde toplumun genel kabul görmüş (veya geleneksel) ahlaki değerlerinin, toplumun uygulaması gereken kuralların ve insan hayatının geliştirilmesine inanılan özelliklerinin sistematik incelenmesine etik denir. Akademik bir disiplin olarak etik ahlakın savunabilir bölümleri için sebep(ler) ararken tutarsız olan veya başka sebeplerden ötürü değiştirilmesi gereken diğer bölümleri eleştirir. Bu yüzden bir parça geleneksel ve bir parça radikaldir. Farklı toplumlarda farklı dönemlerde bu bakış açılarından birisi baskındır. 1860ların Birleşik Devletlerinde Amerikan İç Savaşı’nı sebeplerinden birisi Güney eyaletlerde var olan köleliğe karşı oluşan ahlaki sorumluluktur. Benzeşim olarak iş etiği iş hayatında bulunan iş uygulamaları, değerler, gerçekte var olan varsayımlar gibi ahlaki değerlerin sistematik incelenmesidir. Bir parça geleneksel, bir parça radikal veya eleştiriseldir. Genel olarak, mesela, özel mülkiyeti savunmuş, fakat az gelişmiş ülkelerdeki işçilerin çokuluslu şirketler tarafından sömürülmesine ve iş hayatında uygulanan rüşvet ve yolsuzluğa karşı eleştirisel bakmıştır.
İş etiğinin bir alan olarak gelişmesinden önce işte ahlaki konular hakkında orada burada kişisel dersler verilmiş, ve iş hayatında etik hakkında konferanslar verilmiş ve yazılar yazılmıştır. Daha eski yazında bulunan “İş etiği” tanımı kavramın iş hayatında-etik anlamına vurgu yapmaktadır. 1970lerden itibaren iş etiğini akademik bir alan olarak iş hayatında etikten ayıran şey iş hayatındaki etik konuların tamamının kapsayıcı bir bütün olarak sistematik bir şekilde incelenmesidir.
Felsefeciler genelde etik kuramı tarafından oluşturulan kapsamlı bir etik iskeletinden başladılar. Bu faydacılığın (utilitarizm – hareketlerin sonuçlarının inceler) bir çeşidi olabilir, etiksel konulara Kantvari bir yaklaşım (görev ve hakların temel olduğunu farz eder) veya bir Aristotelvari bir yaklaşım ( erdemi merkeze yerleştirerek ahlaki aktörlerin –ki bu durumda iş hayatındakilerin, karakterini çözümler) veya iki veya daha fazlasının birleşimi olabilir. İş hayatındaki-etik burgusu gibi iş etiği hareketi de sonunda felsefi, yani kural tanımlayıcı ve yerleşik olan, ile gözlemsel, yani tanımlayıcı olan ve sosyal bilimlerde eğitim görenlerin alanı olan, olarak iki daldan oluşur. Bu iki dal bir noktaya kadar birleşmiştir. Gözlemsel kol zaten mevcut olan yönetimdeki sosyal konular ve kurumsal sosyal sorumluluk dersleri ile işletme fakültelerinin yapısı ve işletme eğitimi üzerine genelde inşa edildi. Felsefi kol felsefe bölümleri ile tıbbi etiğin öncü olduğu uygulamalı-etik alanından geldi.